‘Fıkra anlatandan çok dinleyenindir’
Kendisine bu gerçeği hareket noktası edinip yola koyulan Fatih Sultan Kar, yıllardır çevresinde gördüğü, duyduğu ve büyüklerinden dinlediği küçük hikayeleri ‘Rize’de Yaşanmış Fıkra Gibi Olaylar’ adıyla kitaplaştırdı. Çınar Eğitim Yardımlaşma Derneği yayını olan kitabın bütünlenmesinde dernek başkanı Recep Koyuncu ile birlikte Vural Kazmaz, Yılmaz Kartal, İshak Güven Güvelioğlu, Yılmaz Arayıcı ve Filiz Acar’ın destekleri oldu. Okuyucuları gülümsetmeyi amaçlayan kitap, 1930'lu yıllardan bugüne Rize’de yaşanmış 183 fıkra tadında gerçek hikayeden oluşuyor.
Rize’de yaşanmış fıkra gibi olaylar, Fatih Sultan Kar, Çınar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, 2007, 110 sayfa.
Fatih Sultan Kar
Gazeteci, söz yazarı ve araştırmacı Fatih Sultan Kar 1971 yılında Rize-Gündoğdu’da doğdu. İlk ve ortaöğreniminin ardından Rize’de gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazetelerin Rize temsilciliğini üstlendi. Rize TV’de çalıştı. Aynı zamanda söz yazarı olan Kar, MESAM üyesidir. Karadeniz bölge tarihi üzerinde çalışan Kar’ın ‘Evvel Zaman İçinde Rize’ ve ‘Rize Spor Tarihi’ adlı iki kitabı yayına hazır durumdadır. 1998 yılından bu yana İstanbul’da yaşayan Kar, İETT - Basın Yayın Müdürlüğünde fotoğrafçı olarak görev yapmaktadır.
Kitaptan...
Pazar’i rezil etmeyelum
Pazar’ın meşhur delisi Çamlı Hakkı’yı bütün Pazarlılar tanır. Hakkı nasıl olduysa bir gün Ankara’ya gider. Sokakta yatarken onu gören bir Pazarlı:
-Hakkı, sen burada ne yapıyorsun? der ve para vermeye kalkar.
Hakkı başını kaldırır ve kendisini tanıdığını belli etmemesini isteyerek:
-Sus der, Pazar’i rezil etmeyelum.
Babam da dedemden hatira idi
Yılmaz Arayıcı, arkadaşını yazıhanesinde ziyaret eder. Oldukça lüks döşenmiş olan yazıhanenin duvarında bulunan tablo kazayla yere düşer ve kırılır. Yazıhane sahibi:
-Eyvah hatırası vardı, diye yakınır.
Yılmaz Arayıcı da cevabı yapıştırır:
-Babam da dedemden hatıra kalmıştı. Götürürken kimse bana sormadı.
Ridvan Dilmen’den bir anı
Fenerbahçe’de oynarken kamptayız. Öğlen yemeğinde takım olarak buluştuk. Servisin yapılmasını bekliyoruz. Karşımda Rizeli Hasan Vezir, sağımda ise Kaptan Müjdat Yetkiner var. Müjdat ve benim en sevmediğimiz şeylerin başında, boş tabağa sürtülen çatal ve onun çıkardığı ince iç gıcıklayan ses gelir. Bunu çok iyi bilen Hasan Vezir, gözlerimizin içine baka baka çatalı tabakta bir oraya bir buraya gezdirip duruyor.
Sonunda Müjdat dayanamadı patladı; "Beni ayağa kaldırma."
Hasan’dan ise fıkra gibi cevap geldi; "Sana yapmıyorum ki... Rıdvan’a yapıyorum."
Kırk yılda bir...
Celal Memişoğlu esprili ve renkli kişiliğiyle Rize’nin unutulmaz isimleri arasındaki yerini almıştır. Çok partili dönemin başladığı sıralarda Rize’ye gelen mebuslardan birini karşılamakta biraz heyecanlı ve iltifatta mübalağalı davranır. Mebus:
- Ne bu iltifat? diye sorar. Celal hemen cevabı yapıştırır:
- Nasıl iltifat etmeyelim... Kırk yılda bir geliyorsunuz.
Paşabahçe 33
Pazar’ın bir köyünde genç delikanlı üzerine bir korku geldiği için annesi tarafından okuması için hocaya götürülür. Hoca çocuğu dualarla okuduktan sonra cam bardağa su doldurur ve bütün dikkatini vererek içine bakmasını söyler. Çocuk bakar, bakar fakat hiçbir şey göremez. Hoca ısrar eder, iyice bak diye. Çocuk bir daha bakar ve:
-Hocam, gördüm gördüm der. Hoca:
-Ne gördün? diye sorar. Çocuk heyecanla cevap verir:
-Paşabahçe 33... (Bardağın altındaki damgadır gördüğü)
Hesap
Rahmetli Kazancı Yusuf (Makas) Beykoz’da bir lokantaya girer ve bir masaya oturur. Lokanta oldukça kalabalıktır. Garson sipariş almaya yetişemiyordu. Kazancı garsona seslenir. Garson:
-Geliyor der. Bir müddet sonra tekrar seslenir.
-Geliyor der. Bir daha seslenir. Bu sefer de;
-Gelecek der fakat bir türlü siparişi almaz. Kazancı daha fazla dayanamaz, kalkar, tam kapıdan çıkacakken kasadaki patron ne yediğini sorar:
-İki geldi, bir gelecek. Kaç para?
Bir şey yapamaz mıyız?
Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Arif Akmermer, televizyonu adına açık havada bir müzik programı düzenleyecektir. Programın yapılacağı gün havanın nasıl olacağını öğrenmek için Meteoroloji Müdürünü arar:
-Hocam Salı günü hava nasıl?
-Yağışlı.
-Bir şey yapamaz mıyız?
Osman amca kısa kes
Kaçkar TV’de atma türkü yarışmasının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapan Osman Efendioğlu hem faks hem de telefonla gelen isteklere cevap vermektedir.
Yine bir akşam program normal süresini hayli aşmıştır. Ana kumandada çalışanlar bir not yazarak uyarmak isterler:
-Osman amca kısa geç, eve gideceğiz, yazarak masasına bırakırlar. Efendioğlu istek sandığı notu alır ve konuk müzisyenlere dönerek canlı yayında okur.
-Evet arkadaşlar “Osman amca kısa kes, eve gideceğiz” bu eseri hanginiz seslendirecek?
İnadindan eldi
-Hoca Memet eldi.
-Sapasağlam adam idi, niye eldi?
-Acindan eldi.
-Uşağum hiç bi Laz acindan elmez. Soylesaydi hepumuz yardim ederduk oğa.
-Utandi demağa.
-Gördun mi. Acindan değil inadindan eldi.
Kaynak : Anonim |